5 Mart 2012 Pazartesi


233
CERRAHİ BİLİMLER / SURGICAL SCIENCES Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2008, 61(4)
Araştırma Makalesi / Research Article
Üroloji Uzmanı Olmayan Doktorların Kadın Hastalarda Üriner
İnkontinansa Yaklaşımları
Approachments Of Non-Urologist Physicians To Urinary Incontinence In Female Patients
Ural Oğuz, Cengiz Kara, Berkan Reşorlu, Ekrem Özyuvalı, Ali Ünsal
Sağlık Bakanlığı Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji
Kliniği,
Başvuru tarihi: 17.03.2009 • Kabul tarihi: 28.04.2009
İletişim
Uzm. Dr. Cengiz Kara
Sağlık Bakanlığı Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji
Kliniği
Tel : (505) 255 38 90
E-posta adresi : drcengizkara@yahoo.com
Amaç: Bu çalışmada üroloji uzmanı olmayan doktorların kadın hastalarda üriner inkontinansa
yaklaşımlarını değerlendirmeyi amaçladık
Materyal ve Metod: Üroloji branşı dışındaki 358 tıp doktoruna 4 sorudan oluşan kısa bir anket
yapıldı.Katılımcılara kadın hastalarda üriner inkontinansı sorgulayıp sorgulamadıkları soruldu.
Üriner inkontinans sorgulaması yapanlara nasıl bir yol izledikleri, sorgulamayanlara da bunun nedenlerine
yönelik sorular yöneltildi. Ankete katılanların yaş ortalaması 31.3 yıl olarak bulundu.
Sonuçlar: Ankete katılan doktorların 74’ü (%20.6) tüm kadın hastalarda rutin olarak üriner inkontinansı
sorguladığını, 230’u (%64,2) üriner sistem semptomları olanlarda 18’i (%3,3) ise yaşlı hastalarda
ve eşlik eden başka hastalık varlığında sorguladıklarını belirttiler. 36’sı (%10) ise hastalarda
üriner inkontinansı hiç sorgulamadıklarını belirttiler. Üriner inkontinans sorgulaması yapmayan
hekimlerin en önemli mazeretleri ise uzmanlık alanı olmaması idi. Doktorların 62`si (%17.3) bunu
primer işi olarak görmediğini, 60`ı (%16.6) unuttuğunu, 56`sı (%15.6) yeterli zamanı olmadığını,
20`si (%5.5) muayene ortamının uygunsuzluğunu, 12`si (%3.3) yeterli bilgisi olmadığını, 6`sı
(%1.6) ise hasta tepkisinden çekindiğini belirtti. Doktorların 102’si (%28.5) üriner inkontinans saptadıkları
bayan hastalarını ürolojiye, 58’i (%16.2) ise jinekolojiye konsülte ederken, 49’u (%13.6)
tetkik isteyip sonuçlarıyla üroloji ya da kadın doğuma konsülte ettiğini, 8’i (%2.23) ise tetkik sonuçlarına
göre tedavi başladığını ifade etti.
Tartışma: Bu çalışmada ki anket sonuçlarına göre kadınlarda üroloji dışındaki klinik bölümlerde
üriner inkontinans yeterince sorgulanmamaktadır.
Anahtar Kelimeler: inkontinans, kadın, sorgulama
Aim: In this study we aimed to evaluate approachments of non-urologist physicians to urinary
incontinence (UI) in female patients.
Materials and Methods: A brief quastionnaire including 4 questions was given to 358 physicians
apart from urologist. Participants were asked if they inquire UI in female patients. Physicians who
evaluated UI were asked to determine their way of investigation; and than those who reported
that they do not evaluate UI were asked why they don’t inquire about UI. The mean age of participants
was 31.3 years.
Results: 74 (%20.6) of participants reported that they inquire UI in all female patients routinly.
236 (%65.9) of them inquire patients if they have urinary system symtoms and 18 (%5) of participants
inquire if they are old or have any problem. 36 (%10) participants reported that they do
not inquire about UI in female patients. Among 358 physicians who not inquire UI, 62 (%17.3)
believed that inquiring UI was not their primary job, 60 (%16.6) said that they forgot it, 56 (%15.6)
reported that they did not have enough time, 20 (%5.5) said the examination enviroment was
not suitable, 12 (%3.3) believed that they did not have enough knowledge and 6 (%1.6) reported
that he was disturbed of the patients reaction. 102 (%28.5) of physicians proceeded with urology
and 58 (%16.2) gynecology consultation, 49 (%13.6) proceeded with laboratory investigation and
urology or gynecology consultation with their results. 8 (%2.23) tried to treate patients.
Conclusion: Urinary incontinence is not inquired in the departments out of urology.
Key Words: incontinance, female, questionnare
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2008, 61(4)
234 Üroloji Uzmanı Olmayan Doktorların Kadın Hastalarda Üriner İnkontınansa Yaklaşımları
Üroloji polikliniğine başvuran hastaların
önemli bir kısmını orta yaş
üzeri kadın hastalar oluşturmaktadır.
Her yıl dünyada 10 milyon,
ABD’de ise 6.5 milyon kadın üriner
inkontinans şikayetiyle hekime
başvurmaktadır (1). Hastalığın
görülme sıklığı yaş, parite, aşırı
kilo ve menapoz ile artış gösterir.
Kadınlarda inkontinans prevalansı
ile ilgili %4.5 ile %53 arasında değişen
oranlar bildirilmiştir (2). Görülme
sıklığının bu kadar geniş bir
aralıkta verilmesinin nedeni çeşitli
çalışmalarda idrar kaçırmanın
değişik şekilde tanımlanmasından
kaynaklanmaktadır (3). Ancak bunun
toplumda yaşlılığın doğal bir
seyri olarak algılanması, tedavi edilebileceğine
inanılmaması, utanma
gibi nedenlerle hasta tarafından
dile getirilmemesi; doktorlar
tarafından çeşitli nedenlerle sorgulanmaması
bu problemin ortaya
çıkartılıp tedavi edilmesine engel
olmakta ya da geciktirmektedir
(2). Birinci basamak sağlık merkezlerinde
konuyla ilgili uzmanının
olmayışı da gündeme gelmesini
güçleştirmektedir.
Bu anket çalışmasında üroloji dışındaki
branşlarda, asistan veya uzman
olarak çalışan doktorlar ile
pratisyen doktorların üriner inkontinansa
yaklaşımlarını değerlendirmeyi
amaçladık.
Gereç ve Yöntem
Üroloji dışındaki branşlarda uzman
ya da asistan olarak çalışan doktorlar
ile pratisyen doktorlardan oluşan
358 tıp doktoruna 4 sorudan
oluşan bir anket verildi. Anket Ankara,
Antalya, Erzurum, İstanbul,
Gümüşhane ve Rize’de çalışmakta
olan doktorlar ile yüz yüze ya da
mail yoluyla görüşülerek yapıldı.
Ankette doktorların kendilerine başvuran
kadın hastalarda üriner inkontinansı
sorgulayıp sorgulamadıkları
soruldu. Üriner inkontinans
sorgulaması yapanlara daha
sonra hangi yolu izledikleriyle ilgili
altı ayrı seçenek sunularak bu
seçeneklerden tercih yapmaları istendi.
Bunun yanı sıra medikal tedaviyi
tercih eden doktorların ilaç
tercihleri belirlendi. Ankete katılan
ve üriner inkontinansı sorgulamayan
doktorlara ise bunun nedenlerini
irdelemeye yönelik altı seçenekli
bir soru soruldu. Katılımcılara
birden fazla tercih yapabilme seçeneği
sunuldu.
Bulgular
Ankete katılan doktorların yaş ortalaması
31.3 olup, yaş aralığı 24
ile 60 arasında değişkenlik gösterdi.
Doktorların %52.8’i Sağlık
Bakanlığı’na ait kurumlarda,
%41.7’si üniversite hastanelerinde,
%1.4’ü özel sağlık kurumların-
Tablo 1. Ankete katılan doktorların branşlarına göre dağılımı Tablo 2. Doktorların üriner inkontinansı sorgulama dağılımları
Tablo 3. Doktorların hastalarında üriner inkontinansı sorgulamama
nedenleri
Bran􀀵 n(%)
Acil t›p 22 (6.14)
Aile hekimi 16 (%4.47)
Cildiye 10 (%2.79)
Dahiliye 104 (%29)
Gö¤üs hastal›klar› 12 (%3.35)
FTR 26 (%7.26)
Genel cerrahi 14 (%3.91)
Nöroloji 16 (%4.47)
Beyin cerrahi 16 (%4.47)
Psikiyatri 4 (%1.11)
KVC 14 (%3.91)
Ortopedi 14 (%3.91)
KBB 12 (%3.35)
Pratisyen 78 (%21.78)
Kombinasyonlar Hekim say›s›(n (%))
Uzmanl›k alan› olmamas› 62 (%17.3)
Unutma 60 (%16.6)
Zaman yoklu¤u 56 (%15.6)
Uygun olmayan muayene ortam› 20 (%5.5)
Yeterli bilgi sahibi olmama 12 (%3.3)
Hasta tepkisinden çekinme 6 (%1.6)
Kombinasyonlar Hekim say›lar› (n (%))
Her zaman sorgulayanlar 74 (%20.6)
Sorgulamayanlar 36 (%10.0)
Üriner 􀀧ikayetler varsa
sorgulayanlar
230 (%64.2)
Ya􀀧l› ve ek hastal›k varsa
sorgulayanlar
12 (%3.3)
Üriner 􀀧ikayet ve ek hastal›k varsa
sorgulayanlar
6 (%1.6)
Journal of Ankara University Faculty of Medicine 2008, 61(4)
Ural Oğuz, Cengiz Kara, Berkan Reşorlu, Ekrem Özyuvalı, Ali Ünsal 235
da ve %4.1’i diğer sağlık kurumlarında
çalışmaktaydı. Ankete katılan
doktorların %21.7’si pratisyen,
%56.5’i uzman ve %21.2’si
araştırma görevlisiydi. 22 (%6.14)
acil tıp, 16 (%4.47) aile hekimi, 10
(%2.79) cildiye, 104 (%29) dahiliye,
12(%0.55) göğüs hastalıkları,
26 (%7.26) fizik tedavi ve rehabilitasyon
(FTR), 14 (%3.91) genel
cerrahi, 16 (%4.47) nöroloji, 16
(%4.47) beyin cerrahi, 4 (%0.55)
psikiyatri, 14 (%1.11) kardiyovasküler
cerrahi (KVC), 14 (%1.11)
ortopedi, 12 (%0.55) kulak burun
boğaz (KBB) ve 78 (%21.78)
pratisyen doktor oluşturmaktaydı
(Tablo 1). Ankete katılanlan doktorların
216’sı erkek, 142’si ise kadındı.
Ankete katılan doktorların
36’sı (%10.0) bayan hastalarda üriner
inkontinansı hiç sorgulamazken,
74’ü (%20.6) tüm bayanlarda
sorguladığını; 230’u (%64.2)
üriner sistem şikayetleri olanlarda,
12’si (%3.3) yaşlı hastalarda ve
eşlik edebilecek hastalığı olanlarda
(menapoz, diabetes mellitus,
serebrovasküler hastalık ve spinal
kord hasarı gibi), 6’sı (%1.6)
ise hem üriner sistem şikayetleri
hem de eşlik eden diğer hastalıklar
olduğunda sorguladığını belirtti
(Tablo 2). Sorgulama yapmayan
36 doktorun 4’ü (%11.1) acil tıp,
2’si (%5.5) aile hekimi, 3’ü (%8.3
) cildiye, 7’si (%19.4 ) dahiliye,
3’ü (%8.3) göğüs hastalıkları, 2’si
(%5.5) FTR, 2’si (%5.5) genel cerrahi,
1’i (%2.7) nöroloji, 2’si (%5.5)
beyin cerrahi, 2’si (%5,5) KVC, 1’i
(%2.7 ) ortopedi, 2’si (%5.5) KBB
ve 5’i (%13.8) pratisyen doktordu.
Doktorların 102’si (%28.5) üriner
inkontinans saptadıkları hastalarını
üroloji polikliniğine yönlendirirken,
58’i (%16.2) kadın doğum
polikliniğine yönlendirmekte,
54’ü (%15.08) ise tercihi hastaya
bırakmaktadır. Tetkik isteyerek
hastalarını ürolojiye yönlendiren
30 doktor da gözönüne alındığında,
hastalarını üroloji polikliniğine
yönlendiren doktor sayısı 132
(%36.8) olmaktadır.
Bayan hastalarında üriner inkontinansı
sorgulamadıklarını ifade
eden doktorlara bunun nedeni
sorulduğunda ise, 62’si
(%17.3) uzmanlık alanı olmadığını,
60’ı (%16.7) unuttuğunu, 56’sı
(%15.6) ise zaman yokluğunu ifade
ettiler. 12’si (%3.3) yeterli bilgiye
sahip olmadıkları için üriner
inkontinansı sorgulamadıklarını
belirtirken, 20’si (%5.5) muayene
ortamının uygun olmamasını, 6’sı
(%1.6) ise hasta tepkisiyle karşılaşmaktan
çekindiğini dile getirdiler
(Tablo 3).
Bayan hastalarında üriner inkontinans
saptayarak tedavi veren doktorların
en çok tercih ettikleri ajan
olarak Tolterodin (n:92) görüldü.
Katılımcıların 60’ı Oxibutinin, 54’ü
Flavoxate, 28’i Trospium, 16’sı Darifenasin,
32’si ise çeşitli antibiyotik
tedavilerini tercih etmekteydi.
Tartışma
Uluslararası Kontinans Derneği’nin
(ICS) inkontinans tanımı istem
dışı her türlü idrar kaçırma şeklindedir
(5). Evde yaşayan yaşlıların
%15-30’unun, kısa süreli bakım
yerlerinde 1/3’ünün, devamlı bakım
evlerinde yaşayanların ise yarısını
etkileyen bir durumdur (6).
İnkontinans tanımında klinikler
arasındaki değişiklikler ve araştırmacıların
metadolojideki farklılıkları
nedeniyle kadınlarda inkontinans
prevelansı için %4.5 ile %53
arasında değişen değerler bildirilmiştir.
Prevelans tahminleri çalışılan
populasyonlara göre geniş değişimler
gösterebilir. Ülkemizde
bu konuda yapılan birkaç nadir çalışmada
ise her türlü idrar kaçırma
sıklığı %23.9 ile %35.7 olarak bildirilmiştir
(7,8).
Yaşla birlikte üriner inkontinans insidansı
artmakta olup; hipertansiyon,
fekal inkontinans, kronik
konstipasyon, obezite, diabet,
KOAH, kalp yetmezliği gibi birçok
dahili hastalık ile birlikte görülebilmektedir
(9, 10). Düşkün hastalarda
ise, perinede raşlar, basınç yaraları,
idrar yolu enfeksiyonu, ürosepsis,
hatta düşme ve buna bağlı
kırıklara predispozan faktör olabilmektedir
(11, 12). Dolayısı ile bu
hastalıklarda üriner inkontinansın
sorgulanması önem taşımaktadır.
Hastaların bir kısmı üriner inkontinansı
yaşlılığın doğal bir seyri olarak
görebilmekte ve bu nedenle
tedavi gereksinimi duymamakta,
hatta bu durumdan şikayetçi olmamaktadırlar.
Bu durumdan rahatsız
olanların da bir kısmı tedavi
edilebilir olmadığını düşünerek
doktora başvurmamakta ya da dile
getirmemektedir. Utanma duygusu,
sosyal ve kültürel inanışlar,
ekonomik nedenler ve kime başvuracağını
bilememek gibi nedenlerden
dolayı da hastaların tedavi
arayışları engellenebilmektedir.
Doktorlar açısından bakıldığında,
çalışmamızda doktorların sadece
74’ü (%20.6) hastalarında rutin
olarak üriner inkontinansı sorguladığını
belirtmişlerdir. Sorgulama
yapmayan doktorların %17.3’ü
üriner inkontinansı uzmanlık alanlarının
dışında olduğu için yapmadığını
belirtmiştir. Yaklaşık %16’sı
yoğun bir çalışma temposu içinde
unuttuğu için, %15,6’sı ise zamanı
olmadığı için ana problem dışında
sorgulama yapmadıklarını
ifade etmişlerdir. Bunları takiben
muayene ortamının uygun olmaması,
konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi
olmama ve hasta tepkisinden
çekinme de diğer sorgulamama
nedenleri olarak belirtilebilir. Ancak
belirtilen bu sorunların hepsi
basit bir sorgulama ve tedavi için
hastanın uygun bir yere yönlendirilmesi
ile aşılabilecektir. DolayıAnkara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2008, 61(4)
236 Üroloji Uzmanı Olmayan Doktorların Kadın Hastalarda Üriner İnkontınansa Yaklaşımları
KAYNAKLAR
1. Chaikin DC, Rosenthal J, Blaivas
JG: Pubovaginal WVS for all types
of stres urinary incontinence: Long
term analysis. J Urol, 160:1312-1316,
1998.
2. Hampell C, Wienhold D, Benken N,
et al: definition of overactive bladder
and epidemiology of urinary incontinance.
Urology, 50(suppl): 4-14,
1997.
3. Çetinel B: ‹drar kaç›rma (üriner inkontinans):
Tan›mlama, s›n›fland›rma,
değerlendirme ve tipleri. Türk Üroloji
Dergisi, 31 (2): 246-252, 2005.
4. Hornock S, Somerset M, Stoddart
H, et al: What prevents older people
from seeking treatment for urinary
incontinence? A qualitative exploration
of barriers to the use of community
continence services. Fam Tract,
21: 689-96, 2004.
5. Abrams P, Cardozo L, Fall M, et al:
Standardisation Sub-Committee of
the International Continense Society.
The standadisation of terminology
in lower urinary tract function:
report from the standardisation subcommittee
of the International Continence
Society. Urology, 61: 37-49,
2003.
6. McGrother C: Epidemiology and etiology
of urinary incontinence in the
elderly. World J Urol, 16: 3-9, 1998.
7. Kocak I, Okyay P, Dundar M, et al:
Female urinary incontinence inthe
west of Turkey: Prevalence, risk factors
and impact on quality of life.
Eur Urol, 48: 634-641, 2005.
8. Cetinel B, Demirkesen O, Tarcan T,
et al: Hidden female urinary incontinence
in urology and obstetrics
and gynecology outpatient clinics in
Turkey: What are the determinants
of bothersome urinary incontinence
and help-seeking behavior? Int
Urogynecol J Pelvic Flor Dysfunct,
18(6): 659-664, 2007.
9. Jackson RA, Vittinghoff E, Kanaya
AM, et al: Health, Aging, and Body
Composition Study: Urinary incontinence
in elderly women : finding
from the Health, Aging, and Body
Composition Study. Obstet Gynecol,
104: 301-307, 2004.
10. Mc Gann PE: Comorbidity in heart
failure in the elderly. Clin Geriatr
Med, 16: 631-648, 2000,
11. Tromp AM, Smit JH, Deeg DJH, et al:
Predictors for falls and fractures in
the Longitudinal Aging Study Amsterdam.
J Bone Miner Res, 13: 1932-
1939, 1998.
12. Brown JS, Vittinghoff E, Wyman JF,
et al: Urinary incontinence: Does it
increase risk falls and fractures? J Am
Geriatr Soc 48: 721-725, 2000.
sıyla hem doktorlar hem de hastalar
için periyodik olarak yapılacak
bilgilendirme ve aydınlatma çalışmaları
faydalı olacaktır. Bu konuda
Türk Kontinans Derneği’ne belkide
önemli görevler düşmektedir.
İnkontinansın sorgulanması gereken
tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun
vurgulanarak diğer branş
doktorlara ulaşılması konusunda
çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle
geriatrik populasyonla yakından
ilgilenen Dahiliye ve Aile hekimliği
gibi dahili branşlarda inkontinansın
daha fazla sorgulanması gerektiği
kanaatindeyiz.
Hastaları fiziksel ve sosyal açıdan
olumsuz bir şekilde etkileyen üriner
inkontinans tüm doktorlar tarafından
dikkate alınması gereken
bir sorundur. Doktorların kendilerine
başvuran hastalarda bu sorunun
olup olmadığını sorgulamaları
tedavi açısından son derece önemlidir.
Bu nedenle üriner inkontinansa
yönelik sorgulama tüm doktorların
standart tıbbi öykü sorgulama
soruları içinde yer almalıdır.
Bu yönde sorun tanımlanan hastalar
tedavi için cesaretlendirilmeli
ve ilgili uzmanlara yönlendirilmelidir.
Bu yüzden hem doktorların
hem toplumun bu sorun ve tedavi
seçenekleri hakkında bilgilendirilmesi
gerektiğini düşünüyoruz. Çalışmamız
bu konu ile ilgili bazı bilgileri
verme açısından önemli veriler
sağlamıştır.
Sonuç olarak üriner inkontinans çok
yaygın bir sorun olmasına rağmen
doktorlar tarafından yeterince
sorgulanmayan ve tanısı konulamayan
bir sorun olmaya devam
etmektedir. Sorgulamamanın ana
nedenleri doktorlar tarafından bu
işin kendi uzmanlık alanı olmaması,
zaman yokluğu ve unutmadır.
Ancak daha geniş kapsamlı sorgulama
formu ve çok merkezli daha
geniş katılımlı bir anket çalışması
ile daha ayrıntılı bilgiler elde edilebilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder